Çok değil, günümüzden belki de 10 yıl kadar önce elektronik spor olarak adlandırılan faaliyet insanlar için yalnızca evde video oyunu oynamaktan ibaretti. Teknolojinin gelişmesi, internet ağlarının daha erişilebilir hale gelmesiyle insanların gündelik alışkanlıkları değişti. Sosyal medya gibi, oyunlar da kendi içlerinde bir sosyal oluşum haline geldi, özellikle 1990 jenerasyonunun oyunlar ile oluşturduğu uluslararası bir sosyal ortam mevcut. Online oyunların neredeyse 20 yıldır var olduğunu düşünürsek, bu sistemin gelişip dünya çapında kabul gören bir spor dalı haline gelmesine, tıpkı diğer spor dalları gibi milyonlarca dolarlık etkinliklere ev sahipliği yapmasına yol açan kilometre taşı neydi?
Rekabet Sporu Oluşturur
2000’lerin başlarında dünyayı etkisine almayı başaran bir oyun türü doğdu. İngilizce adıyla MMORPG, ( Massive Multiplayer Online Role Playing Game ) Türkçe çevirisiyle de “Devasa Çevrimiçi Rol Yapma Oyunu” olarak geçen bu türde yüz binlerce oyuncu kendi bilgisayarından oyunun sunucularına bağlanarak kendi oluşturdukları karakterlerle uzun maceralara dalıyorlar, zaman geçtikçe karakterlerini güçlendiriyorlardı. 2010’lara kadar bu oyun türü liderliği bırakmadı.Ama artık işler değişiyor, oyunlar her şeyin rekabete dönüştüğü, harcanan zamanın sanal karakterlere değil, tıpkı futbol, veya basketbol gibi bir sporda oyuncuların kendilerini geliştirmek için harcamaları gerektiği sürece evriliyordu.
Efsaneler Ligi ile Oyunlardan E-Spora
League of Legends 2016 Dünya Şampiyonası, Staples Center, Los Angeles ABD, Görselin tüm hakları Riot Games’e aittir.
2006 Yılında ABD’de kurulan Riot Games şirketi dünyanın oyuna bakış açısını değiştirecek projeyi 2009 yılında yayımladı. League of Legends, Türkçe adıyla Efsaneler Ligi. Oyun 5’er kişiden oluşan iki takım oyundaki mevcut karakterlerle bir harita üzerinde çeşitli görevler üzerinden ilerleyerek birbirilerinin üssünü ele geçirmeye çalışması üzerine kuruluydu. MOBA (Multiplayer Online Battle Arena), kendi dilimizde ise “Çok Oyunculu Çevrimiçi Savaş Arenası” olarak geçen bu oyun türü için aslında Efsaneler Ligi ilk örnek değildi. Ama oyunların bir “spor” haline gelmesinde en büyük rolü üstlendiği kesin. Alışılagelmiş çevrimiçi oyunlarda olduğunun aksine, MOBA türleri, oyuncuları sanal karakterleri güçlendirmek için aylar, hatta yıllar harcamaya itmiyor, oyunun geneline odaklanmalarını gerektirecek sistemler barındırıyordu. Tıpkı klasik sporlar gibi, oyuncular daha iyi hale gelmek için antrenman yapıyorlardı.
League of Legends başta olmak üzere, ondan daha eski olan DOTA ( Defense Of The Ancients ), Counter Strike : Global Offensive gibi oyunlar kendi uluslararası turnuvalarını, lokal liglerini oluşturmaya başladı. 2010’lardan bu yana binlerce lisanslı oyuncu, yüzlerce takımda bu oyunlar üzerinden mücadele ediyor. İşin ilginç kısmı, aslında makalenin de asıl konusu burada başlıyor.
Dünya Trendlerinin Değişmesi
Klasik sporlar kültürleriyle, müsabakalarıyla, seyircisi ve sponsorlarıyla çok uzun zamandır insan yaşantısında önemli bir yere sahip. Dünyanın en pahalı reklam kuşağının Super Bowl finallerinde yer alması da bariz bir örnek. Peki 2014 yılında Kore’nin başkenti Seoul’da devasa bir stadyumda düzenlenen League of Legends sezon finali turnuvasının NBA finallerinden daha fazla seyredildiğini* not düşsek ne dersiniz? Schalke 04, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray gibi köklü spor kulüplerinin e-spor takımlarının olduğunu da belirtmeden olmaz. Son aylarda ise haber mecralarında e-sporların önümüzdeki olimpiyatlarda yer alması için yapılacak girişimlerden bahsediliyor. Yılda belli aralıklarla düzenlenen e-spor organizasyonlarının milyonlarca dolarlık ödül havuzlarının bulunduğunu, lisanslı oyuncuların periyodik olarak ücret aldığını bundan yaklaşık 10 yıl önce kim tahmin edebilirdi?
Çok değil, erken 2000’lerde oyun turnuvaları küçük bilgisayar salonlarında düzenleniyor, mütevazı rakamlar ödül olarak veriliyordu. Günümüzde ise e-spor organizasyonlarını ve içeriklerini 7/24 oyunculara ulaştırmak için kurulmuş Twitch gibi canlı yayın platformlarının borsa değeri yüz milyonlar değerinde.
Wall Street Journal verilerine göre 2015 yılının spor müsabakaları arasında en çok izleneni League of Legends final şampiyonası oldu.
Pazarlama Bunun Neresinde?
Hiç şüphesiz, bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var, o da tıpkı klasik sporlarda olduğu gibi çok uluslu firmaların, lider markaların rolü. Türk Havayolları geçtiğimiz yıl Super Bowl finaline nasıl sponsor olduysa, Master Card nasıl yıllardır Şampiyonlar Ligi’nde reklamını yapmak için milyarlar verdiyse benzer firmalar aynı eforu elektronik sporlar için sarf ediyor. Başta bilişim teknolojileri firmaları olmak üzere birçok bayrak taşıyıcı marka ve şirket e-spor organizasyonlarıyla, takımlar ve oyuncularla işbirliği yapıyor. Bugün bile herhangi bir e-spor organizasyonunu incelediğinizde Intel, Asus, Coca Cola, T- Mobile gibi markaların oynadığı büyük rolü fark edebilirsiniz. Peki bu ne anlama geliyor? Elektronik sporların insan hayatında kazandığı yeni ve büyük yerin tescili demek oluyor. Geçtiğimiz haftalarda ülkemizde yayına giren Burger King reklamını örnek alalım, veya yaz aylarının sonundaki Vodafone Freezone kampanyalarına bakalım. Sadece organizatör firmalar değil, ünlü ve başarılı e-sporcular da bu sponsorluk ve reklam anlaşmalarından oldukça karlı çıkıyor.
Kaynak:
League of Legends community events