Etkisiz bir blog ile nasıl başa çıkarsınız?

Ne kadar emek istiyor olursa olsun, blog yazarlığı çoğunlukla içerik pazarlamacılığı oyununa girişin ilk adımları olarak görülmektedir. Blog yazarlığı çok yönlü bir tekniktir ve içerisinde birçok yaratıcılık imkanı, seçenek ve yaklaşım barındırır. Ancak, fazlaca teknik uzmanlık ve üretim ya da denetim için çok donanım gerektirmez.

Blog yazarlığı markanız için güçlü bir takipçi kitlesi oluşturmak ve zaman içerisinde onların markanıza olan ilgilerini sürdürebilmek adına güçlü bir yöntemdir. Hemen her içerik yönetimi stratejisi bunu başarmayı hedefler.

Bu sayılanlar 2016 kıyaslama, bütçe ve trend araştırmaları uyarınca iş yerinden iş yerine (B2B) pazarlamacıların %81’inin içerik programlarının bir aşaması olarak blog yazarlığı yapmalarının muhtemel nedenlerinden yalnızca birkaçıdır. Diğer sektörlerde de, yani iş yerinden müşteriye (B2C) veya kâr amacı gütmeden çalışan işletmelerde de benzer yüksek oranlarda kullanıma rastlanmaktadır. Bu yüksek kullanım oranlarına rağmen, araştırma ortaya koymuştur ki bu pazarlamacıların çoğu bu teknikle başarı elde etmeyi becerememiştir.

Bu işletmeleri blog yazarlığı mücadelesinde başarılı olmaktan ne alıkoyuyor? İlk olarak, B2B araştırması göstermiştir ki içerik pazarlamacılarının %55’i içerik pazarlamacılığı başarısının kendi örgütleri için nasıl bir sonuç getireceği konusunda net bir fikre sahip değildir. Biraz geriye dönüyoruz gibi görünebilir, ancak birçok işletme çabalarının katma değer sağlayacağı hedefleri belirlemeden veya performans ölçümünü nasıl yapacaklarını anlamadan blog yazarlığına başlamaktadır.

Eğer çabalarınızın gerçekten işletmeniz için yarar getirmesini istiyorsanız, blog içeriğinizin üstesinden gelmesi gereken birçok daha az bariz olan engel bulunmaktadır. Eğer bloğunuzun etkili olduğunu düşünmüyorsanız, muhtemelen aşağıdaki sorunlardan en az biriyle karşı karşıyasınız demektir ve buradaki tavsiye ve örneklerden faydalanabilirsiniz.

Problem 1: Tutarlı bir programa göre yayın yapmıyorsunuz

İyi blog içeriğinin müşterileriniz tarafından heyecanla beklenen bir hediye olarak algılanması gerekmektedir. Öyle ki bu bireyler her yeni içeriği iple çekmelidir ve sunduğunuz içeriğe hemen erişmek adına sitenizi ziyaret etmekten mutlu olmalıdır. Peki, sitenize geldiler ve bekledikleri hediyeyi bulamadılar, o zaman ne olur? İçerik motorlarınızı çalıştırmayı sürdüremezseniz ya da bloğunuz için oluşturduğunuz beklentiyi karşılayamazsanız okuyucular hayal kırıklığına uğramış bir şekilde bloğunuzdan ayrılacaklardır ve geri dönmek için iki kere düşüneceklerdir.

Tutarlılık sorunları genelde aşağıdaki iki problemden kaynaklanır

Editöryel altyapı eksikliği: İçeriğinizi üretmek ve yayınlamak için iş görür bir program ayarlamadınız veya süreçlerinizi yönetecek gerekli iş akışını düzenleyemediniz.

Kaynakların yetersizliği: Daha fazla yazara veya yaratıcı fikre ihtiyacınız var; veya üreticilik alanında problem yaşıyorsunuz ki bu da takımınızı fikirleri tomurcuklandırma aşamasında tıkıyor. 

Potansiyel çözümler:

Editöryel bir takvim geliştirin: Ele alacağınız konulara dair bir takvim oluşturmak ve bir zaman çizelgesi çıkarmak, gerçekçi beklentiler ortaya koymanız ve içerik oluşturma faaliyetlerinizi pazarlama hedeflerinizle aynı doğrultuda tutmanız açısından önem arz eder. Bu editöryel takvim unsurları size bir başlangıç noktası belirleyecektir.

İçerik takviminizi doldurmak için fikirler üretmek adına beyin fırtınası yapın: Bu oldukça basit yapışkan not yaklaşımı ve benzeri beyin fırtınası teknikleri sizi içerik üretiminizi zedeleyen yaratıcılık buhranlarından kurtaracaktır.

Üreticiliğinizi körükleyin: Yapılacaklar listesinde o kadar çok şey vardır ki bunalmak veya umutsuzluğa kapılmak oldukça kolaydır. Çabalarınızı uygun hale getirmek ve içerik üretimi kapsamındaki bütün görevleri düzgün olarak takip edebilmek için tavsiyeler mi ihtiyaç duyuyorsunuz? Zaman tasarrufu sağlayacak içerik pazarlamacılığı araçları listesine bir göz gezdirin. 

İçerik üretiminin sağlanması için takım üyelerinizin size yardım etmesini sağlayın:  Üst düzey yöneticileriniz, takım üyeleriniz ve hatta pazarlama departmanındaki çalışanlarınız içerik hazinelerinizi artırmak için motive edilebilirler. Bu tavsiyeleri içerik üretimini çalışanlarınız için bir yarar vasıtası yapın, bir yük kaynağı değil.

Eğer tutarlılık anahtarsa, Moz Büyücüsü (The Wizard of Moz) Rand Fishkin kesinlikle seyirci katılımının kapılarını aralamanın yollarını biliyor. Whiteboard Friday isimli blogda yer alan gönderiler pazarlamacıların arama motoru optimizasyonuyla ilgili olan sorularına değinmektedir.  Bunu yaparken de her hafta tökezlemeden oldukça yaratıcı ve görsel olarak cezbedici bir yöntem izler.

Problem 2: Blog içeriğiniz benzersiz ya da farklı değil

İçeriğinizin rekabet ortamında öne çıkabilmesi için farklı bir değer sunması gerekir. Okuyucularınızın başka yerlerde bulamayacakları bilgiler sağlamak, başkalarının yönelmediği bir müşteri segmentine hizmet etmek veya markanızın benzersiz olarak yerine getirebileceği sözleri yerine getirmek bu kapsamda yer alır. 

Eğer takipçilerinize zaman harcayabilecekleri diğer her şeyi bırakıp sizin içeriğinizi tercih etmeleri için cezbedici bir neden sunmuyorsanız bloğunuz asla tam pazarlama potansiyeline erişemez. İçeriğinizin arka planda sönüp kalacağına dair göstergelerin bazıları bunlardır:

Markanızı özel kılanın ne olduğunu bilmiyorsunuz: İmza niteliğinde bir ton, ses veya stilde iletişim kuran içerik oluşturmadan önce işletmenizin diğer herkesinkinden özellikle farklı olduğu noktaları belirlemeniz gereklidir.

Çok geniş bir kitleyi hedef alıyorsunuz: İçerik Pazarlamacılığı Enstitüsü kurucusu Joe Pulizzi’nin sık sık söylediği gibi, eğer içeriğiniz herkese uyması için tasarlandıysa kimseye yarar sağlamayacaktır.

Potansiyel çözümler:

Editöryel görev beyanınızı oluşturun: Bu endüstriniz üzerine olan benzersiz bakış açınızı tanımlayarak ve blog içeriğinizin sunacağı değerlerin taslağını oluşturarak bütün içerik üretim çabalarınızın tonunu ayarlar.

Yeni bir niş bulun: Eğer seçmiş olduğunuz içerik nişinde lider bilgi sağlayıcı olabileceğinize inanmıyorsanız gerek bloğunuz gerekse de işletmenizin önereceği her türlü içerik için doğru açıyı bulabilecek kadar derine inmemişsiniz demektir. Temelinizi bulmakta zorlanıyor musunuz?  Bir içerik başarısı elde etmek için Joe’nun tavsiyesini dinlemeyi deneyin.

Yaklaşımınıza yaratıcılık katın: Bazen bir bloğun gücü ne söylediğinizde değil, neyi nasıl söylediğinizde yatar.  Blog okuyucularınızı beklenmeyen bir yoldan götürmek için fırsatlar arayın, konuları farklı bir bakış açısından ele alın veya markanızın ve onun hayranlarının ortaklaşa paylaştığı özel ilgi alanlarını araştırın. İçeriği yepyeni bir yöne sevk etmek adına ve ilham almak için bu 75 örneği kontrol edin.

Çok güçlü bir deri firması şefkatli hikayeler üretebilmektedir. Kurucu Dave Munson’ın ilgilendiği alanların çevresinde gezen blogda aile, hayırseverlik, düz işçilik ve sadık köpeği Blue ile yapılan seyahatler yer almaktadır ve böylece blog sadece ürünlerden bahsetmemektedir. Bu blog maceranın estetiğini ve iyi yaşanmış bir hayatın aşkını ön plana çıkarır.

Problem 3: Bloğunuz sizinle ilgili her şeydir – takipçileriniz ya da onların ihtiyaçlarıyla ilgili değil

Hiç bir partide sürekli kendinden bahseden ve konuştuğu diğer kimseye ilgi göstermeyen biriyle tanıştınız mı? Eğer markanız o biriyse, okuyucularınız dinlenmedikleri için sıkılacaklar ve bu etkileşimden kurtulmak için her türlü bahaneye başvuracaklardır.  

Potansiyel çözümler:

Okuyucularınızın markanızla ilgileneceği yolları ön plana çıkarın ve çabalarından ötürü onların farkına varın: Yalnızca okuyucularınızla ilgilendiğinizi söylemekle kalmayın, onların katılımına ve geri dönüşlerine önem verdiğinizi yorumlarına cevap vererek ve onlara fikirleriyle katkı sağlayabilecekleri fırsatlar yaratın ve onları işletmenizin reklamını yapmaları dolayısıyla ödüllendirin.

Onların ihtiyaçlarını anladığınızı sıkıntılarına odaklanarak ve çözümler sağlayarak gösterin: Tavsiyeler, kalıplar ve araçlar gibi somut değerler ışığında içerikler üretin ve müşterilerinizin sorularını cevaplayın veya takipçilerinize görevlerini daha hızlı ve daha etkili halledebilecekleri başka çözümler sunun ve markanızı onların zihinlerinde tutun.

Toronto-bazlı temizlik firması Clean My Space’in bloğu derleyip toplama üzerine zaman ve zahmetten tasarruf sağlayacak videolar sunar. Bu bir firmanın müşterilerinin sahip olduğu sorulara tutarlı olarak nasıl cevap verebileceğinin ve hayran ve takipçilerine benzersiz değer katışının mükemmel bir örneğidir.

Problem 4: İçeriğinizin raf ömrü kısadır veya limitli bir erişim alanı vardır

İçerik hem markanız hem de onu seven müşterileriniz için sürekli olarak sunum yapan bir hediye olabilir. Ama bunun olabilmesi için, ürettiğiniz her içerikten değer çıkartabilmeyi ve bu değeri olabildiğince çok ilgili okuyucuya ulaştırabilmeyi iyi bilmeniz gerekmektedir.

Blog içeriğinizin tohumlarını uzağa yayamaması ve dalında solup kalmasının belirli başlı sebepler bulunmaktadır:

Unutulmayan içerik üretmiyorsunuz: Trend olan veya haberlere odaklı içerikler ortaya koymak markanızın iç yüzünü sergilemek için çok iyi fırsatlardır ancak bu tip içerikler genellikle kendiliğinden bir son kullanma tarihi ile gelirler ki bu da uzun vadeli taahhüt potansiyelini ortadan kaldırır.

Okuyucularınızın markanız adına konuşmasını istediğinizi yeterince açıkça belirtmiyorsunuz: Eğer okuyucularınızın içeriğinizi paylaşmasını mümkün olduğunca kolaylaştırmıyorsanız etkinizin yayılmasını zorlaştırıyorsunuz demektir.

Yayın yapıyorsunuz, sonra devam ediyorsunuz: İçerik pazarlamacılığı tembel, yap-unut türündeki işletmeler için uygun değildir. Yayından önce, yayın sırasında ve yayından sonra ciddi anlamda emek gerektirir. Böylelikle başarı elde edilebilir.

Potansiyel çözümler:

Eski gönderileri yenilemek için içerik kürasyonu tekniklerini kullanın: Unutulmayan konular üzerine içerik üretmeye ek olarak, içerik kürasyonu ile yaşlanan içeriğinize can verebilirsiniz. Popüler gönderileri daha modern tavsiyeler ve daha yeni bilgi kaynakları ile güncelleyin. Bunu yaparken konuya dair dış bir perspektif de ekleyin veya yepyeni görseller ekleyin ki tartışma canlansın.  Sonra gönderiyi orijinaline sadık kalarak ve atıfta bulunarak yeniden yayınlayın.

Aradığınız paylaşım davranışlarına yol verin: Paylaşma düğmeleri, yorum istekleri ve blog gönderilerinde hareket çağrısında bulunmak okuyucularınıza markaya olan aşklarını paylaşmalarını istediğinizi gösterir ve onların asistanlığını istediğiniz yönde kanalize etmenizi sağlar.

İçeriğinizi destekleyin: Sosyal medya ve email pazarlamacılığı yayınladığınız içeriği yaymak için olmazsa olmazlardandır. Ancak, bloğunuzun yaşam süresini artırmak ve erişimini kendi çevrenizden öteye taşımak istiyorsanız gönderilerinizi paralı reklamcılık teknikleriyle desteklemeyi de göz önüne alın. Bunlar arasında ürün içi reklamcılık, reklam gönderileri ve arama motoru reklamları yer alır.

Kapanış

Blog yazarlığına girişin önünde büyük engeller olmayabilir ancak bu demek değildir ki içerik pazarlamacılığında etkili olabilmek için zahmetsiz bir yoldur.  Neyse ki yukarıda yer alan ve benzeri birkaç küçük blog yazarlığı hilesi yardımı ile müşterinizi çekmek, etkilemek ve harekete geçirmek adına büyük değişimler sağlayabilirsiniz.

Kaynak: contentmarketinginstitute.com