Futbolda yayın hakları pazarlaması

Futbolda kulüplerin önemli gelir kaynaklarından bir tanesinin yayın hakları olduğunu biliyoruz. Peki, kulüplerimiz, federasyonumuz hatta yayın kuruluşumuz ligimizin marka değerini arttırma ve pazarlama konusunda başarılı mı? Futbolda yayın haklarını pazarlama konusunda önemli öğeler şunlardır; transfer, sportif başarı, oynanan futbolun çekiciliği.

Kulüplerimizin markalaşma ve pazarlama konusunda sıkıntı yaşadıkları bir gerçek. Kulüpler ile sınırlandıramayız konuyu ligimizi pazarlama konusunda büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Avrupa’nın en büyük derbilerinden gördüğümüz Galatasaray-Fenerbahçe maçının yayın haklarını alan bir kanal yok diyebiliriz. SKY Brasil kanalı bazen bu yayın haklarını alıyor. Onunda sebebi Roberto Carlos, Arthur Zico, Alex De Souza gibi tanınmış Brezilyalı oyuncu ve teknik adamların ülkemizde çalışmış ve oynamış olmasını gösterebiliriz. Bunu bir pazarlama başarısı olarak söyleyebiliriz. O zaman bu konuda başarılı olmanın yollarınıtanınırlığı arttırmak ve marka değerini yükseltmek şeklinde dile getirirsek yanlış olmaz.

Pazarlayabilmenin önemli etkenlerinden biri sportif başarıdır. Örneğin İspanya, İngiltere, İtalya gibi liglerde ki takımlar sportif başarılar sayesinde marka değerlerini yükselterek pazarlamayı çok daha kolay hale getiriyor. Ama sportif başarıyı tek etken olarak görmek bence yanlıştır. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz, bizim ligimiz hiçbir ülkede canlı yayınlanmazken biz Belçika ligini ülkemizin en önemli televizyon kanallarından birinde canlı olarak izleyebiliyoruz.

Belçika liginde ki takımların ve Belçika Milli Takımı’nın sportif başarısına baktığımız zaman Club Brugge’ün 1978 yılında Şampiyon Kulüpler Kupası şimdiki adıyla Şampiyonlar Ligi’nde final oynaması ve Belçika Milli Takımı’nın 1980 yılında ki Avrupa Futbol Şampiyonasında ki ikinciliğini görüyoruz. Bizim milli takımımızın ve kulüp takımlarımızın başarılarına baktığımız zaman ise 2002 Dünya Kupası üçüncülüğü 2008 Avrupa Şampiyonası üçüncülüğü ve Galatasaray’ın UEFA Kupası ve Süper Kupa başarısını görebiliyoruz. Bu kıyaslamaya göre sportif başarı pazarlama konusunda bir kıstas evet ama yeterli bir durum değil. Burada oynanan futbolun ülkemize göre seyir zevkinin daha yüksek olması pazarlayabilmelerinde ki bir etkendir. Pazarlamada ki başarı sağladığımız durumlardan olan tanınmış transferleri önemli bir etken olduğunu sağlanılan başarılardan ötürü söyleyebiliriz. Şuan Çin Ligi takımlarının yaptığı gibi. Tanınmış transferleri pazarlama yöntemi olarak kullanıp liglerini birinci sıraya getirmek en büyük hedeflerinden. İç piyasada da nüfus fazlalıklarından yararlanarak futbolun popülerliğini arttırarak iç piyasadan da belli bir pazar payına ulaşmayı hedefliyorlar. Bunu Amerika Ligi takımları yaptı ve başarılı oldu. Şuan futbol Amerika’da popüler bir spor ve Amerika Ligi dünyada tanınır bir lig haline geldi. Çin’in bu konuda başarılı olup olmayacağını ise zaman gösterecek.

Şuan ki başarıdan söz edecek olursak, 2015’de Çin’deki maçların yayın hakları için yalnızca 9 milyon dolar ödenmişti. Geçen yıl ekim ayında yapılan yeni sözleşmeyle ise önümüzdeki 5 sezon için 1,25 milyar dolarlık anlaşma imzalandı ve kulüplerin sezonluk yayın gelirleri 250 milyon dolara yükseldi. Bu rakam ligimizin yayın haklarının satıldığı 321 milyon doların yaklaşık dörtkatıdır. Dünya genelinde 300’den fazla spor organizasyonun yayın haklarını elinde bulunduran Le Sports, Burak Yılmaz’ın da transfer olduğu Beijing Guoan takımının isim hakkını satın aldı. Bunun yanında Le Sports, Çin Süper Ligi ’nin üç sezonluk internet уaуını için 415 milуon dolar ödedi. Bunlar şu aşamada ki başarıları. Gelecekte iç ve dış piyasada ki başarıları örnek teşkil edecektir.