Bir hikaye anlatıyorsunuz.
Bilseniz de bilmeseniz de, tasarlasanız da tasarlamasanız da… Kesinlikle anlatıyorsunuz.
İşinizi pazarlamak için yaptığınız her paragraf, sayfa veya bölüm insanların sizden duyduğu hikayeler, ve bu hikayeler insanların harekete geçmesi(geçmemesi), tekrarlaması(tekrarlamaması) için etkili.
Şimdi hikaye anlattığınızın farkında olmamanız, hikayenizi kontrol etmemeniz ölümcül bir işlev taşımıyor. Ama anlamlı hikaye anlatmak; iyi bir romancının, oyun yazarı olmanın işaretçisi.-ve anlamlı hikayeler anlatmak, iyi bir içerik pazarlamacısı olmanın da işaretçisi.
O zaman neden hikayelerimizi anlamlı bir şekilde anlatmıyoruz? İşte bunu yapmanın yolu;
1. Okuyucu/dinleyici kitlenizi bilin
Savaş kazanılsa da kaybedilse de burada. Dünyanın en büyük yazarlarına karşı beni koyun ve ben okuyucu/dinleyiciyi yazardan daha iyi anlarsam, yazara vuracağım.
Bilmeniz gereken nedir? Bilmeniz gereken onların neden hoşlandığı, neye heves ettiği, neden hor görüldüğü, neden korktuğu ve neye değer verdiğidir.
‘’Oturup insanların seveceği içerikler hayal etmek yerine, bütünüyle örnek teşkil eden bireylerin eğitici hikayelerini anlatabilirsiniz’’
Okuyucunuzu/dinleyicinizi anlamak, kitlenizi oluşturan karakterleri önemli kılar. Aynı zamanda parçası olduğunuz pazarda, hikaye oluşturmada ve oluşturduğunuz toplulukta daha kolay lider olmanızı sağlar.
Araştırmalar kulağa cezbedici gelmez fakat herhangi bir pazarlama planının temelini oluşturur. Konuştuğunuz insanları anlamak için daha fazla vakit harcamaktansa, onlara hikaye anlatmayı deneyin.
2. Çerçevenizi seçin
Okuyucu/dinleyicinizi daha iyi anladıktan sonra, insanların dünya görüşüne odaklanmanız gerekir. Ve dünya görüşlerini anladığınız zaman- inandıkları şeyler- hikayenizi ‘’haksız’’ bir avantajdan zevk alıyormuş gibi çerçeveleyebilirsiniz.
Basit bir kelime seçimi ile rekabet dünya görüşlerini farklı bir çerçeve de göz önünde bulundurun:
- Fitness hayranı vs. vücut geliştirmeye kafayı takan kişi
- İş adamı vs. adam
Bu örnekler ile takma isim aramaya başvurmadan, seyircinizin inanç ve dünya görüşlerine hitap edebilirsiniz. Örneğin basit bir kelime olan ‘’yeşil’’ çevreci dünya görüşünde içgüdüsel reaksiyonları tetikleyebilirken daha az çevreci dünya görüşünde duyguları daha az tetikler.
Kutubun bir yerinde insanlar seni severken diğer tarafta insanlar seni reddeder hatta seni küçümser.
Bu görüntüyü asla sonsuza kadar değiştiremezsin ama senin çekirdek temelin,içeriğini paylaşmada sana yardım eder.
3. Öncüllüğünü seçmek
Öncüllüğün, senin hikaye anlatırken istediğin sonucu elde etmende seçtiğin yoldur. Dramatik gerilimler yaratan ve hedeflerini elde edilir şekile gelmesini sağlayan, gönderdiğin çerçeveli mesajlardır.
- Çengel, açı, mor domuz
- İyi hikaye ve reddedilmiş hikaye arasındaki fark
- Dikkat ve aksiyon arasındaki temiz yol
Okuyucunun/dinleyicinin inanç ve dünya görüşlerini arasındaki farkı anlamak ve inandıklarının, dünya görüşlerinin onlara nasıl geri döndüğünü bilmek önemlidir.
En sevdiğin film veya kitabı düşün… Aynı bilgiler farklı bir şekilde, aynı derecede iletilmeyebilirdi. Aslında hikayeler yıllarca tekrar anlatılmış-bazıları diğerlerinden daha iyi anlatılmıştır.
İçerik pazarlamasında hikaye anlatımı
‘’ Benzer dünya görüşlerine sahip yeterli sayıda insan, pazarlamacıların maliyetle onlara ulaşmak için izin veren bir şekilde bir araya geldiklerinde pazarlama başarılı olur.’’ Seth Godin
Bu tam olarak içerikle pazarlamanın size yapmanızda izin verdiği şeydir. Aslında çoğu uygun online pazarlama methodu planlandığı zaman kusursuz işlemiştir.
İşin güzel tarafı insanları sadece bir araya gelmiyor, onlar sizin etrafınızda hikayelerinizle buluşarak bir araya geliyor.
Kaynak: http://www.copyblogger.com/remarkable-marketing-story/