Son zamanlarda intihal, diğer adıyla fikir hırsızlığı üzerine çok fazla ve yeterince konuşuldu.
Bir zamanlar öğrenciyken, şimdi bir öğretmen, profesyonel, yazar ve dürüst bir insan olarak, tabii ki, intihalin her türlüsüne karşıyım.
Genel olarak intihali tespit edip önlemek zor ve hızlı kurallarla bezenmiş gibi görünse de, aslında pazarlama konusunda sıra fikir hırsızlığına geldiğinde ortada çok ince bir çizgi var.
Bir başkasının pazarlama markasını çalmak tam olarak ne anlama geliyor? Birinden ilham almakla, başkasının işini, markasını çalmak arasındaki çizgi nedir?
Şimdi bu konuyu irdeleyelim.
Pazarlamanın tamamen bir şov, gösteri olduğuna inananlardanım. Markaların pazarlamadaki başarılarını, başarısızlıklarını, günlük rutinlerini izleyerek oldukça fazla şey öğrenebiliriz.
Pazarlama bir gösteridir ve bu gösteriyi ne kadar çok dikkatli izlersek, o kadar fazla bilgi ediniriz ve pazarlama becerilerimiz bir o kadar da artış gösterir.
Ama işte buradaki çizgiyi belki de biraz geçebiliriz ve bu da intihale girer.
Birbirimizin pazarlama aktivitelerinden bilgiler edinirken, bu bilgilerimizi doğal olarak stratejik bir biçimde kendi işimizde ve markamızda kullanmak isteriz. Ancak tabii ki, bu izlediğimiz markaların başarısızlıklarını tekrarlamayı değil, onların başarılarına sahip olmayı isteriz.
“Araştır ve yeniden uygula.” Bu cümleyi birçok pazarlamacıdan duyduk.
Teori ve pratikte, yeniden uygulama yapmakta hiçbir yanlış yok.
Ama belli bir yere kadar.
Her zaman karşımıza kopyalanan ürünler çıkar. Bu kaçınılmazdır. Her zaman yaratıcı bir fikrin patentini alamaz veya bu yaratıcı fikrinizi koruyamazsınız. En azından her yoldan bunu yüzde yüz bir şekilde başaramazsınız.
Bizim iş dünyamızda söylemem gereken şudur ki, bir fikri kendimize ait kılabilmek için her türlü yolu denemeli ve güç sarfetmeliyiz. Yeni ve tamamen farklı bir fikirle ortaya çıkmak her geçen gün zorlaşıyor. Yine de, kendi kişisel markanızın, kendi fikirlerinizle dönmesini sağlayabilmek hala kesinlikle mümkün.
Başka birinden gördüğünüz bir şeyden ilham almanız kesinlikle çok doğal, yalnızca bu fikri olduğu gibi çalıp kendinize mal etmeyin. İlham aldığınız fikri, iş dünyasına ve müşterilerinize sunabilmek için, yeniden kendi bilgilerinizle harmanlayıp uygulayın.
Ortaya çıkaracağınız iş size ait olsun.
Bu işi kendinize ait yaptığınızda, artık ondan tamamen siz sorumlusunuzdur ve kimse bu işin bir başkasına ait olduğunu söyleyemez. Bu da pazarlamadaki güzel ve yaratıcı temeldir. Hiçbir iki marka ya da kampanya birbirlerinden ilham almış olsalar bile birbiriyle birebir aynı olamazlar.
Her marka, işine kendi markasındaki temeli uygulamalı. Başlangıçtaki fikir tamamen onlara ait olsa veya bir başkasından etkilenilmiş olsa bile, markalar kendilerine özgün duygusallığı, sesi ve fikirleri işlerine katmalı.
Böylece intihal, yani fikir hırsızlığından uzak durmuş olursunuz.
www.entrepreneur.com