Belki kendi takvimini hazırlamak, 9’dan 5’e monotonluğundan kurtulmak ve hatta istenilen zamanlarda sahilde çalışmak istediğiniz için freelancer oldunuz. Serbest çalışma harika bir yaşam tarzı olabilir ama freelancer olmanın en zor yanlarından biri etrafta size işleri doğru yapıp yapmadığınızı söyleyecek kimsenin olmamasıdır.
Freelancer olarak çalışmanın ilk senesi en zoru olabilir. Başarının ve ödeme yeteneğinin “faturalamalı” becerilerden (kod yazma, yazı yazma, tasarım vb.) daha fazlasına bağlı olduğunu keşfedebilirsiniz. Serbest çalışan birinin ilk seferlerde kâbusu olabilecek yasal gereklilikler, vergiler ile ilgilenmeniz gerekebilir. Ayrıca hesap yönetimi, defter tutma, iş geliştirme gibi şeylerle de liste devam edebilir.
Eğer gerçekten bir freelancer olarak gelişmek, büyümek istiyorsanız; iş sahibi olmaya doğru evrilmeniz gerekiyor. Bunu söylemek yapmaktan daha kolay olabilir ama bağımsız işinizin kontrolünü ele almanız ve bunun sizin için işe yaraması için yapabileceğiniz beş ipucu var.
Serbest çalışma için bir şirket yapısı seçin
Çoğu serbest çalışanın, tek mal sahibi, Limited Şirketi veya ortaklı bir kurum olmak arasında karar vermesi gerekir. İnsanlar ilk başladıklarında ve çok fazla kazanmıyorlarsa, genellikle tek mal sahibi olarak kalmayı seçer. Bu, başlangıçta işe yarayabilir ama nihayetinde çoğu serbest çalışan, tek sahip olmanın dışına çıkar.
Örneğin, müşteri olarak büyük firmaları almaya başladığınızda, bu büyük firmaların tekillerle çalışmak istemediğini keşfedebilirsiniz. Bu da demek oluyor ki bu işi geri çevireceksiniz ya da iş yapınızı değiştireceksiniz. Ek olarak, güvenilirlikle ilgili çok ciddi bir konu var. Tek sahip olarak iş, sizsiniz. Eğer işiniz dava edilirse veya para kaybederse, o zaman sizin kişisel varlıklarınız ipin ucunda. Limited Şirketi veya ortak kurum oluşturduğunuzda, bu yapı sizin kişisel varlıklarınızı işte olanlardan korumak için, sizinle iş arasına siper koyar. Siz katılan tek kişiyken resmi bir yapılandırma oluşturmak garip gözükebilir. Buna karşın, kurum olarak, önemli bir karar almadan önce kendinizle resmi bir toplantı talep etmeniz gerekir. Bu yüzden, Limited Şirketleri, yönetimsel gereklilikleri ve kağıt işlerini minimumda tutarken, kişisel yükümlülüğü kısıtladığı için küçük ve solo iş sahipleri arasında çok popülerdir. Ayrıca, limited şirketleri ve kurumlar size serbest meslek vergilerinizi düşürmeniz için rahatlık sağlayabilir; bu opsiyonları muhasebeci veya vergi danışmanıyla tartışabilirsiniz.
Fiyatlandırmanızı doğru yapın
Alt çizginizi, ne kadar ücretlendirdiğinizden daha fazla etkileyen başka bir şey yoktur. Serbest çalışmanın tuzaklarından biri de fiyat kırmaktır. Bunu ilk olarak yeni müşterileri çekmek için yapabilirsiniz. Ama sonra şu olur… daha çok iş gelir ve müşterilerinizin hepsi sizi seviyordur; suyun yüzeyinde kalmak için daha çok ve daha çok çalışmanız gerekir.
Bir işi yürütmek, parayı, müşterilere verdiğiniz kalitenin değeriyle ölçülendirmek demektir. Gerçek değerinin altındaki fiyatlar müşterilerinize, sizin yeteneklerinizin piyasadaki diğer kişilerden daha az değerli olduğunu söyler. Şöyle düşünün: 60$’lık bir şişe şaraba karşı 7$’lık bir şişe şaraptan nasıl bir kalite beklersiniz? Eğer yaptığınız işte iyiyseniz, her yeni proje veya müşteride, oranlarınızı arttırmakta (hafif derecede) kendinize güvenin. Bir keresinde biri bana şöyle demişti “Fiyatlarını bir kerede belirlersen, büyük ihtimalle yanlışlardır.”. Ek olarak, fiyatlarınızı arttırmak, işinizi yeniden şekillendirebilir. En sonunda, iyi işi takdir eden ve daha değerli çözümlere daha yüksek fiyatlandırılmış yatırımlar yapmanın değerini bilen daha iyi müşterilerle çalışabilirsiniz.
Yönetimi gevşetmeyin
Yeni bir iş için boğuşurken ve zilyon müşterinin ihtiyaçları için hokkabazlık yaparken, idari bir görevi başka bir güne, ‘işler sakinleştikten sonraya’ erteleyebilirsiniz. Ancak iş sahibi/freelancer olarak, işler nadiren sakinleşir. Bu da demektir ki, her hafta kendi işinizle ilgilenebilmek için ona zaman ayırmanız gerekmektedir, sadece müşterilerinize değil. Bir projenin sonunda fatura kesecekseniz, o faturayı proje biter bitmez yolladığınızdan emin olun, bir veya iki hafta beklemeyin. Veya belirlenmiş bir takvim ile faturalandırın, haftalık, iki haftada bir veya aylık. Olabilecek en sık şekilde fatura kesmek, nakit akışınızı hızlandırır ve freelancerlarda yaygın olan ‘ya çok fazla ya da çok az’ stresini engellemeye yardım eder. En önemlisi, her Cuma (veya size uyan herhangi bir gün) hesaplarınızı güncellemek için bir saat ayırın: iş fişlerinizi girin/düzenleyin, ödenmemiş faturaları takip edin, vb.
Kendinize, işinize ve vergi memuruna ödeyin
Serbest çalışan olarak yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri kendi gelirinizle işinizinkini ayırmaya başlamaktır. Eğer Limited Şirketi veya bir kurum oluşturduysanız, bu aşama sizin için zorunludur; ama tek mal sahipleri için de akıllıca bir fikirdir.
İdeal olarak, iş gelirinizi dört genel kovaya bölmelisiniz:
- İşiniz: İş ile ilgili harcamalar ve büyümek için yapılacak yatırımların ödemesi.
- İş vergileriniz: Her müşteri ödemesinden alınacak oranlara ayrılmış bir vergi hesabını köşeye koyun böylelikle vergi ödeme zamanı hazır olacaksınız. Her maaş ödemesinde köşeye federal/eyalet vergileri için bir miktar ayıran çalışanınkiyle aynı konsept – ama serbest çalışan olarak burada siz ‘çalışansınız’. Aynı zamanda aklınızda bulunsun, işyeri olarak, vergi dairesine üç aylık ödemeler yapıyor olmanız gerekir.
- Kişisel birikim/emeklilik: Uzun dönemde serbet çalışmayı planlıyorsanız, emekliliğiniz ve diğer birikimleriniz için gerçek bir çözüme ihtiyacınız var.
- Kişisel mevduat: Bütün yaşam harcamalarınız vb. ödemeleriniz için.
En iyi ödeneği belirlemek için finans planlayıcı veya diplomalı muhasebe uzmanı ile çalışabilirsiniz. Örneğin, bazı freelancerlar bunu %15 işyeri, %15-20 vergiler, %15 birikimler ve kalanını geçim masrafları olarak böler. Freelancer olmanın güzel yanı, bu rakamları ihtiyaca göre ayarlama rahatlığıdır ama emeklilik ve vergiler için köşeye bir para ayırma konusunda olabildiğiniz kadar disiplinli olmaya çalışmalısınız.
Kendi hedeflerinize odaklanın
Müşteriler, siz izin verdikçe her müsait dakikayı yiyebilecek canavarlar gibidir. Serbest çalışma hayatına kariyer ve mutluluğunuz üzerinde daha çok kontrole sahip olmak için girmiş olabilirsiniz; ancak her müşteri talebiyle tek tek ilgilenirken her şeyin kontrolünü kaybettiğiniz hissine kapılarak dibe gömülebilirsiniz.
Freelancer olarak, zamanınız ve projelerinizle ilgili kendi sınırlarınızı oluşturmanız gerekir. Kendinize sık sık şu iki soruyu soruyor olmalısınız: “Neden serbest çalışıyorum?” ve “Şimdiden itibaren bir seneye nerede olmak istiyorum?”. Sonra, işlerinizi ve müşterilerinizi buna göre seçmelisiniz.
Örneğin, ailenizle veya tutkulu olduğunuz başka bir şey üstüne harcayacak daha çok boş zaman istediğiniz için freelancer olmuş olabilirsiniz. Düşünmeniz gereken şu anki projeleriniz size rahatlık sağlıyor mu? Her çeyrekte bir kendi iş hedeflerinize tepki göstermeyi ve geliştirilebilecek alanlara değer biçmeyi alışkanlık haline getirin. Yeni projeler veya müşterilere karar verirken hedefleriniz aklınızda bulunsun. Bu sayede daha mutlu ve başarılı bir freelancer olabilirsiniz.