Başörtülü marka, başörtüsüz marka

Geçtiğimiz günlerde gündemi meşgul eden bir olay üzerinde durmak istiyorum. Biraz zaman geçti, ama hemen oturup bir şeyler yazsaydım günün tartışması içinde “şucu” veya “bucu” olarak nitelendirilme tehlikesi vardı. Üstünden biraz zaman geçince yazmak, hem daha iyi gözlem ve değerlendirme fırsatı verir, hem de okuyanlar daha soğukkanlı okurlar diye biraz geciktirdim.

Devamını oku…

Huzur olmazsa inovasyon da olmaz

İstanbul Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde Soysal Danışmanlık tarafından düzenlenen Perakende Günleri’nin ağır konuklarından biri Office Max’in pazarlamadan sorumlu eski başkan yardımcısı Bob Thacker’dı. Thacker az parayla etkili kampanyalar konusunda uzman bir isim olarak tanınıyor. ABD’nin ortalarında, büyük bölümü çorak topraklarla kaplı Nebraska eyaletinden olduğunu her fırsatta dile getiren Thacker, taşra felsefesiyle yetiştiğini, “elinde ne varsa onunla iyi bir şeyler yap” düsturuyla hareket ettiğini söylüyor.

Devamını oku…

Nasıl karar veriyoruz?

Daha önce bu üç ayın pazarlama etkinlikleriyle dolu geçeceğini söylemiştik. Geçtiğimiz salı günü de bu önemli organizasyonlardan biri daha gerçekleşti. MediaCat Dergisi’nin düzenlediği Marketing Forum’un bu yılki konukları arasında efsane pazarlama ustası Al Ries ile kızı; aileden pazarlamacı Laura Ries, kafayı insanoğlunun nasıl ve ne şekilde karar verdiğine takmış Jonah Lehrer ile Ogilvy & Mather’ın Asya Pasifik ve Hindistan başkanı Piyush Pandey yer alıyordu.

Devamını oku…

Buy-ology; satın alma bilimi

Geride bıraktığımız iki günde onuncusu gerçekleştirilen Perakende Günleri, Martin Lindstrom’un hayli renkli ve ilgi çekici konuşmasıyla başladı. Lindstrom, esas olarak Nöromarketing’le ilgilenen bir pazarlama danışmanı-araştırmacısı. Üç yıl boyunca MR teknikleriyle çok sayıda kişi yle yürüttüğü deneylerin ve araştırmaların sonuçlarını 2008’de “Buy-ology – Satın alma davranışı hakkında yalanlar ve gerçekler” adlı kitabında yayınlayan Lindstrom, insan davranışının … Devamını oku…

Performans ve katılım

Marka imajı üzerinde çalışmak yerine insanların isteklerinin nasıl şekillendiği üzerinde çalışmanın daha emin bir yol olduğunu ifade eden Hofmeyr, bazen imajı değiştirmek yerine isteği değiştirmenin daha etkili olduğunu söylüyor. Beyin çok ağır öğrendiği için, inançlar da çok yavaş oluşuyor ve bu nedenle herhangi bir konuyla ilgili inanç oluşturmak için mantıktan çok tutarlılık ve istikrar gerekiyor. … Devamını oku…